590 YILLIK HOŞGÖRÜ Dr. Necati Yalçın

 

Charles Texier'den Hacı Bayram Camisi ve Ankara Anıtı (Augustus Tapınağı) (1839)


‘Dinler aynı noktaya farklı yollardan odaklanırlar. Aynı hedefe ulaştıktan sonra farklı yollar izlesek ne fark eder’ diyen Mahatma Gandi hoşgörünün kitabını hayatıyla yazmıştır.

Gordios’tan Hacı Bayram’a uzanan Kutsal Tepe’de, bir hoşgörü anıtı var. Son zamanlarda yenilenen/yeniden yapılanlarla, yanışına şahit olduğumuz tarihi yapılarıyla, park eden arabaların üzerine taş düşüyor diye surları yıkılan, tarihin ortasına katlı otopark inşa edilen, ayakta kalan surlara yürüyen merdiven yapılan mahallede... Helen-Roma mabedine bitişik... Hoşgörü anıtı, Hacıbayram Camisi. Bitişiğindeki mabet, Ankara Anıtı.



* * * 
İlk koruma planına imza atan ve bu uğurda daha çok imzalar atacağına emin olduğum Prof. Dr. Mehmet Tunçer’in rehberliğinde bölgeye, dostlarla gezi yaptık. Koruma çalışmalarında diğer bir imza sahibi uzman Esengül İnalpulat ve mahallenin muhtar vekili Mehmet Arabacı da değerli bilgiler verdi. Yazıya bu bilgilerin katkısı çok büyük. Minnettarım.




Frigler dönemi. Bizim Midas’ın babası Gordios, Bereket Tanrıçası Kibele ile Men Tanrısı Men için bir tapınak yapmaya karar verir. Ulus’u seçer. Bilinen ilk mabedi yapar. Tepe kutsanır. Galatlar gelir. Romalılara bağlıdırlar, İmparator Augustus’a bir tapınak yaparlar. Frig tapınağının tam üzerine. Bu, tepenin ikinci Pagan tapınağı olur. İlkinin ismi unutulur. Roma İmparatorluğu Hristiyanlığı kabul eder. Tapınağa pencereler açılır ve kilise yapılır... 



Ord. Prof. Ekrem Akurgal, cephe ve giriş yerinin Hellen kutsal yapılarından farklı olarak batıya dönük oluşunu, eski Anadolu geleneğine ait bir tapınma yeri olmasından kaynaklandığını belirtmiş...

Toprakların hâkimi bizimkilerdir artık. Osmanlı tahtında, başkent Edirne’de Sultan Murat Han oturmaktadır. Ankara’daki Hacı Bayram Veli’nin bilgeliğini duymakta, kendisine danışmak istemektedir. Başkente davet eder. Veli gider. Murat Han, Veli’nin nasihatlerini dinler ve İstanbul’un fethini sorar:



“Bunu ne sen, ne de ben göreceğiz” yanıtını alır. Veli, çocuk yaştaki şehzadeyi işaret eder. Yıllar sonra o çocuk, ‘Fatih’ olur, Veli haklı çıkar. Unutmadan, Fatih’in akıl hocası da Hacı Bayram’ın öğrencisi olan Akşemsettin olacaktır... Padişah kalmasına ısrar eder ama Veli Ankara’ya döner. Padişah, Veli’ye duyduğu saygının işareti olarak talebelerinin vergiden ve askerlikten muaf tutulmasını emreder. İster ki bu büyük insanın çevresindekiler sadece bilimle uğraşsınlar. Verilen ayrıcalık müthiş bir etki yapar. Veli’nin talebeleri hızla artar. Nerdeyse herkes “Ben de, ben de” demektedir! Ankara’da mali dengeler bozulur, devlet hizmetleri görülemez olur. ‘Beğen’ tuşu yerine ‘inanılmaz’ tıklanacak durum yani! Padişah, Veli’den talebelerinin listesini istemekle yetinir.
Bilge, dinin başka işlere alet edildiğini anlamıştır. Çözecektir. Bir çadır kurar. Müritlerini toplar. Mahşeri kalabalık söz konusudur. Elinde bıçak, çadırın önüne çıkar. Kendine bağlı talebelerini kurban etmesinin gerektiğini söyler. Malını mülkünü feda edebilecekleri çadıra buyur eder. Kalabalıktan sadece iki kişi çadıra girer. Veli de arkalarından. Önceden çadıra aldığı koyunu keser. Kanlı bıçakla çadırın kapısına tekrar çıkar. Ortalık toz duman! Padişaha gönderilen listeye iki kişinin adı yazılacaktır.


Yasalara saygısıyla batılıların hayranlıktan “Muhteşem” dediği Kanuni Sultan Süleyman devri... Tarihçi Mommsen Ankara’ya gelir. Hacı Bayram Veli’nin yıkmaya kıyamadığı tapınak kalıntılarını inceler. Her şeye rağmen, bugün de fark edilebilen yazıta rastlar. Bu, Roma İmparatoru Augustus’un ölümünden önce Vesta Rahibelerine teslim ettiği belgelerden biridir. 57 yıllık icraatı anlatılır. Buradaki iki dilde yazılmış. Eşsiz. Adını “Antik Yazıtlar Kraliçesi” koyar. Yazıt, Augustus Tapınağı’nın adını, Ankara Anıtı yapar. Bu isim, neden bilmem, Ankaralılarca kullanılmaz. Mabedin adı, yön tabelalarında bile imparatorun adıyla. Bence, en azından parantez içinde verilmeli.


Eşsiz bir tepe... Çok tanrılı dinlere ait üst üste 2 ve tek tanrılı dinlere ait yan yana 2 kutsal mekânı barındırıyor. Atatürk zamanında yapılan ilk çevre düzenlemesiyle meydan açılmış. Son düzenlemeler için; özgün yapısından uzaklaşılması, havuzun zarar vermesi, çevresindeki tarihi surların yıkılması, tarihi alana katlı otopark yapılması, musalla taşına karşı yemek yenilmesi gibi eleştiriler söz konusudur. 





Civarın bir de ardı arkası kesilmeyen yangınları var. Ayla Görk Aydoğan hocam, çocukluğunu, tam gezdiğimiz yerde yaşamış. Komşuluğu hiç unutamadığını söylüyor. Yaşayanların anılarını, memleketin tarihi saklayan o evler, ardı kesilmeyen yangınlarla gidiyor. Görenin bayıldığı Kastamonu Oteli gibi...

Zengin memleketimiz, duvarı bitişik cami-kilise veya cami-sinagog örneklerini bağrında barındırmakta. Hacı Bayram Veli Camisi, Türbesi ve Ankara Anıtı, en eski ve eşsiz örneklerden. Hoşgörü anıtı Cami, UNESCO’nun Dünya Miras Geçici Listesi’ne girdi. Ulus’ta. Gidin. Binlerce yılın kutsalı tepede, derin nefesler alarak dolaşın. Dar alan ve bitişik düzende, farklı yollardan aynı hedefe ulaşma gayretini, yerinde görün. Ankara Anıtı’nın 3 pencereli duvarının alt kısmına dikkatli bakın. Tarihin Ankara’ya bir başka lütfu olan yazıt hâlâ okunabiliyorken, dünya gözüyle görün. Hayıflanacaklarınız bir yana, 590 yıl öncesinin hoşgörüsüyle gururlanacaksınız…

Hacı Bayram Veli’nin gerçek müritlerini tespitinde kullandığı yöntem için kaynak: www.ihvanlar.net.

 Hacıbayram ve Augustus Mabedi Çevresi'nde yapılan uygulamalar ve tahribatlar için bkz: 

"Korunamayan Kültürel Miras Hacı Bayram Camisi ve Augustus Tapınağı Çevresi" Kitabı  Prof. Dr. Mehmet Tunçer

https://www.gazikitabevi.com.tr/urun/korunamayan-kulturel-miras-haci-bayram-camisi-ve-augustus-tapinagi-cevresi

      Ankara Anıtı Yazıtının Tahribatını Gösteren Bir Fotoğraf


 

No comments:

Post a Comment