Augustus’tan Moreau’ya, Ankara’dan Selâmlar Dr. Necati Yalçın

 

 






Roma’nın ilk imparatorundan başlayıp bir iz sürelim.

Hüzünlü âşıklara kadar gidelim...

Yolumuz Büyükşehir’in deposuna çıkabilir, şaşırmaca yok!

 

Doğduğunda Octavius, imparator olunca Augustus

Doğduğunda adı Gaius Octavius.

Devlet adamı, komutan ve ölüme dek Roma İmparatorluğu’nun ilk imparatoru.

İmparator olunca adı hem Augustus hem de Divi filius olmuş. Yani İlahi Oğul veya Tanrı’nın Oğlu...

Jül Sezar’ın evlatlığı, aynı zamanda yeğenin oğlu...

Millattan önce yaşadı, öldüğü gün, adını verdiği ayın 19’ydu…

 

Ağustos ayı

Takvim 10 aylıkken 6. ay, Sextilis  adını taşıyordu. Sextilis  altıncı ay anlamına geliyor. Takvim 12 aya çıkınca Sextilis 8. ay olmuştu! Augustus’un Mısır’ı fethi de bu aya denk geliyordu. Senato, bir jestle, ayın adını imparatorun adı yaptı.

 


ANKARA’DA GEZGİN BİR ROMA HEYKELİ (https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/409992)


Başsız ve elsiz heykel

Anadolu Medeniyetleri Müzesi bahçesinde pek çok antik dönem eseri var. Biri heykel, başsız ve elsiz.

Heykelle ilgili bulduğum en kapsamlı yazı Sedat Bornovalı’ya aitti.

“Heykel Augustus olabilir mi?” diye Bornovalı’ya da sordum! Sağ olsun, hemen yanıtladı ve görkemsiz olduğundan Augustus’a ait olduğunu düşünmediğini belirtti.

Heykel Ankara’da epeyce dolaşmış! Kale, Hacı Bayram Camisi avlusu hatta Vali Konağı…

Çıkarıldığı yer, Ankara Anıtı veya bizim kullandığımız adıyla Augustus Mabedi.

 

(Kaynak : https://etpoetica.wordpress.com/2014/07/19/ankara-aniti-augustus-tapinagi/)

Ankara Anıtı’ndaki “İcraatın içinden”

Anıt mabet, İmparator Augustus’un yaptıklarını anlattığı, geniş imparatorluk topraklarının dört yanında duvarlara kazıttığı yazıtı barındırıyor. Dünyadaki diğer kopyalar artık yok! Üstelik diğer örnekler tek dilde yazılmışken, buradaki 2 dilde.

Anıtlar Kraliçesi deniliyor ve tapınağın adını da tüm dünya Ankara Anıtı diye anıyor, biz hariç!

 



Anıtsal bir hoşgörü yaklaşımı

Hoşgörü anıtı!

Tam 668 yıl önce doğmuş bir bilge, Hacı Bayram Veli.

Başka dine ait dememiş, yanındaki mabede yapışık, tek taşına zarar vermeden yeni mabedi inşa etmiş.

Eşsiz bir yaklaşım…

 

(https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ozgen-acar/ankarada-tarih-katliami-suruyor-561634)

Yazıt yok oluyor

Yazıt korunmasız, doğa koşullarına teslim.

Bir de yanı başındaki havuz ve üstüne fıskiye!

Anıt korunmalı, havuz kalkmalı.

Biz Ankara Anıtı demeye başlamadan yazıt yok olacak!

 


Ankara Tiyatrosu’nda Hadrian Heykeli

Antik tiyatro, İmparator Augustus döneminde yapılmış. Sonraki imparatorlar döneminde değişikliğe uğramış.

Bu tiyatronun ön sahnesinde de heykel bulundu. Heykel parçaları demek daha doğru olacak. 130 yıl kadar sonra imparator olan Hadrianus’a ait.




Parçalar Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde…

Tiyatro, Büyükşehir tarafından onarılacak. Bir arkeopark içinde olacak. Ziyaretçiler parkta gezerken tiyatroda yapılan kazı çalışmalarını da izleyebilecek. Teknik şartnamede bir ilk var. Umut verici. Planda akademisyen-arkeolog imzası isteniyor…

Kim bilir?

Belki heykelin parçalarının bulunmasına şahitlik edersiniz…

 

 


 

 

Onca bilgiyle, başsız-elsiz heykeli ve heykel parçalarını canlandırma üzerinde gösteren fotoğraflar için kaynaklar:

Sedat Bornovalı, Ankara’da Gezgin Bir Roma Heykeli. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/409992.

Candemir Zorluoğlu, Ankyra Tiyatrosu Zırhlı Hadrian Heykeli. dergipark.org.tr/tr/download/article-file/779417.


Şair Ovid

Augustus döneminde yaşamış bir şair.

Publius Ovidius Naso. Ovid diye tanınıyor.

15 kitaplık Metamorfozların, hüzünlü beyitlerin, terkedilmiş kadınların şairi.

Yazdığı hüzünlü aşklardan biri Acis ve Galatea’a ait.

 

Acis ve Galatea Ankara’da ilk kez, Atatürk Orman Çiftliği’nde, Atatürk tarafından 1931 yılında halkın kullanımına açık olarak Karadeniz haritası biçiminde yaptırılan Karadeniz Havuzu’nun kenarında görülmüşlerdi.




Acis ve Galatea

Mitolojiden.

Farklı anlatımlar var, birini kısaca yazayım:

İki âşık; Acis ölümlü, Galatea deniz perisi.

Bir de tek gözlü dev, Polifimos var. Bizdeki Tepegöz’ün karşılığı yani.

Bizdeki gibi güçlü ve kötü ama Polifimos bir de kıskanç!

Polifimos, Acis'e kıyar.

Galatea, sevgilisini ölümsüz bir nehir ruhuna dönüştürür...

 

Mathurin Moreau

Fransız heykeltıraş.

Orsay Müzesi’nin önü dâhil Paris parklarında, Arjantin ve Kanada dâhil dünyanın pek çok yerinde çeşme ve bronz heykellere imza atmış. Hatta bir eseriyle onur madalyalı…

İnanılmaz ama Ankara’da da eserleri var.

Çünkü Ankara, Milli Mücadeleyi başlatan ve kazananların enerjilerini yansıttığı başkent.

Yokluk ama heyecan içinde, dünyayla yarışırcasına ünlü sanatçıları, bilim insanlarını Ankara’ya getirmişler.

Getiremediklerinin de eserlerini…

İşte Moreau…

Anıtsal Su Perileri Çeşmesi, Putti Çeşmesi ile Galatea ve Acis heykelleriyle gelmiş…

 

(Kaynak: https://lcivelekoglu.blogspot.com/2016/03/ankaranin-su-perisan-su-perilerinin.html)

Ankara’nın gezgin heykelleri

Başsız ve elsiz heykelin gezmesi gibi...

Eserlerinden biri, gezi günlüğü yazıp anlatmaya çalıştığım, bir türlü bir yere sığdıramadığımız Anıtsal Su Perileri Çeşmesi. Periler, en son Cern Modern’in otopark girişine geldiler…

İzmir caddesindeki Putti Çeşmesi’ni de yazmıştım…

Başka hangi kentte heykeller böyle gezer?

Galatea ve Acis de Ankara’da gezme adına geri kalmamışlar.

 

Bu fotoğraf yaklaşık 90 yıl önceki Ankara’dan!

Galatea ve Acis, ilk Karadeniz Havuzu’na gelmişler. Yüzenlerle sohbet edip, balıklama atlayanları seyretmişler…

Sonra Gençlik Parkı’nın havuz başına gelmişler.



 


 

Kartpostallarda başköşeyi kapmış, Ankara’dan selâm yollamışlar…

Sonra…

Yine Gençlik Parkı’ndaymışlar ama Sağlık Müzesi’nin önüne taşınmışlar.

En son…

Mitolojik öyküdeki gibi…

Önce müze kapandı. Bizim âşıklar ıssız bir köşede kaldılar. Sanki çürümeye terk edildi, unutuldular.

Sonra, kayboldular!

Şimdi depodalar…

 


(Kaynak : https://www.pirha.net/ankaranin-100-yillik-heykelleri-belediye-deposuna-kaldirildi-249794.html/14/01/2021/)

Romantik bir yaklaşım

Çıksalar depodan, bakımları yapılsa, yenilenseler!

Yine bir havuz başına veya romantik bir parka, örneğin Kuğulu Park’a gelseler.

Gidip fotoğraf çekip, günümüz Ankara kartpostalına biz yerleştirsek!

Eşe, dosta Ankara’dan selâm göndersek!

Büyükşehir’den mitolojideki hüzünlü öyküye mutlu bir son yazmasını beklemek çok mu romantik bir yaklaşım?

 


 

(Kaynak : ANKARA AUGUSTUS TAPINAĞI (DETAYLI ANLATIM) için bkz: 

https://www.youtube.com/watch?v=-BJUvKiqWEk)

No comments:

Post a Comment