Roma’nın ilk imparatorundan başlayıp bir iz sürelim.
Hüzünlü âşıklara kadar gidelim...
Yolumuz Büyükşehir’in deposuna çıkabilir,
şaşırmaca yok!
Doğduğunda
Octavius, imparator olunca Augustus
Doğduğunda adı Gaius Octavius.
Devlet adamı, komutan ve ölüme dek Roma
İmparatorluğu’nun ilk imparatoru.
İmparator olunca adı hem Augustus hem de Divi
filius olmuş. Yani İlahi Oğul veya Tanrı’nın Oğlu...
Jül Sezar’ın evlatlığı, aynı
zamanda yeğenin oğlu...
Millattan önce yaşadı, öldüğü gün, adını
verdiği ayın 19’ydu…
Ağustos
ayı
Takvim 10 aylıkken 6. ay, Sextilis adını taşıyordu. Sextilis
altıncı ay anlamına geliyor. Takvim 12 aya çıkınca Sextilis 8. ay olmuştu! Augustus’un Mısır’ı fethi de bu aya denk
geliyordu. Senato, bir jestle, ayın adını imparatorun adı yaptı.
Başsız
ve elsiz heykel
Anadolu Medeniyetleri Müzesi bahçesinde pek çok
antik dönem eseri var. Biri heykel, başsız ve elsiz.
Heykelle ilgili bulduğum en kapsamlı yazı Sedat
Bornovalı’ya aitti.
“Heykel Augustus olabilir mi?” diye
Bornovalı’ya da sordum! Sağ olsun, hemen yanıtladı ve görkemsiz olduğundan
Augustus’a ait olduğunu düşünmediğini belirtti.
Heykel Ankara’da epeyce dolaşmış! Kale, Hacı
Bayram Camisi avlusu hatta Vali Konağı…
Çıkarıldığı yer, Ankara Anıtı veya bizim kullandığımız adıyla Augustus Mabedi.
Ankara Anıtı’ndaki “İcraatın içinden”
Anıt mabet, İmparator Augustus’un yaptıklarını anlattığı, geniş imparatorluk
topraklarının dört yanında duvarlara kazıttığı yazıtı barındırıyor. Dünyadaki
diğer kopyalar artık yok! Üstelik diğer örnekler tek dilde yazılmışken,
buradaki 2 dilde.
Anıtlar
Kraliçesi deniliyor ve tapınağın
adını da tüm dünya Ankara Anıtı diye
anıyor, biz hariç!
Anıtsal
bir hoşgörü yaklaşımı
Hoşgörü anıtı!
Tam 668 yıl önce doğmuş bir bilge, Hacı Bayram
Veli.
Başka dine ait dememiş, yanındaki mabede
yapışık, tek taşına zarar vermeden yeni mabedi inşa etmiş.
Eşsiz bir yaklaşım…
Yazıt
yok oluyor
Yazıt korunmasız, doğa koşullarına teslim.
Bir de yanı başındaki havuz ve üstüne fıskiye!
Anıt korunmalı, havuz kalkmalı.
Biz Ankara
Anıtı demeye başlamadan yazıt yok olacak!
Ankara
Tiyatrosu’nda Hadrian Heykeli
Antik tiyatro, İmparator Augustus döneminde
yapılmış. Sonraki imparatorlar döneminde değişikliğe uğramış.
Bu tiyatronun ön sahnesinde de heykel bulundu.
Heykel parçaları demek daha doğru olacak. 130 yıl kadar sonra imparator olan
Hadrianus’a ait.
Parçalar Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde…
Tiyatro, Büyükşehir tarafından onarılacak. Bir
arkeopark içinde olacak. Ziyaretçiler parkta gezerken tiyatroda yapılan kazı
çalışmalarını da izleyebilecek. Teknik şartnamede bir ilk var. Umut verici.
Planda akademisyen-arkeolog imzası isteniyor…
Kim bilir?
Belki heykelin parçalarının bulunmasına
şahitlik edersiniz…
Onca
bilgiyle, başsız-elsiz heykeli ve heykel parçalarını canlandırma üzerinde
gösteren fotoğraflar için kaynaklar:
Sedat
Bornovalı, Ankara’da Gezgin Bir Roma
Heykeli. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/409992.
Candemir
Zorluoğlu, Ankyra Tiyatrosu Zırhlı
Hadrian Heykeli. dergipark.org.tr/tr/download/article-file/779417.
Şair
Ovid
Augustus döneminde yaşamış bir şair.
Publius Ovidius Naso. Ovid diye tanınıyor.
15 kitaplık Metamorfozların, hüzünlü
beyitlerin, terkedilmiş kadınların şairi.
Yazdığı hüzünlü aşklardan biri Acis ve
Galatea’a ait.
Acis
ve Galatea
Mitolojiden.
Farklı anlatımlar var, birini kısaca yazayım:
İki âşık; Acis ölümlü, Galatea deniz perisi.
Bir de tek gözlü dev, Polifimos var. Bizdeki
Tepegöz’ün karşılığı yani.
Bizdeki gibi güçlü ve kötü ama Polifimos bir de
kıskanç!
Polifimos, Acis'e kıyar.
Galatea, sevgilisini ölümsüz bir nehir ruhuna
dönüştürür...
Mathurin
Moreau
Fransız heykeltıraş.
Orsay Müzesi’nin önü dâhil Paris parklarında,
Arjantin ve Kanada dâhil dünyanın pek çok yerinde çeşme ve bronz heykellere
imza atmış. Hatta bir eseriyle onur madalyalı…
İnanılmaz ama Ankara’da da eserleri var.
Çünkü Ankara, Milli Mücadeleyi başlatan ve
kazananların enerjilerini yansıttığı başkent.
Yokluk ama heyecan içinde, dünyayla
yarışırcasına ünlü sanatçıları, bilim insanlarını Ankara’ya getirmişler.
Getiremediklerinin de eserlerini…
İşte Moreau…
Anıtsal Su Perileri Çeşmesi, Putti Çeşmesi ile
Galatea ve Acis heykelleriyle gelmiş…
Ankara’nın
gezgin heykelleri
Başsız ve elsiz heykelin gezmesi gibi...
Eserlerinden biri, gezi günlüğü yazıp anlatmaya
çalıştığım, bir türlü bir yere sığdıramadığımız Anıtsal Su Perileri Çeşmesi.
Periler, en son Cern Modern’in otopark girişine geldiler…
İzmir caddesindeki Putti Çeşmesi’ni de
yazmıştım…
Başka hangi kentte heykeller böyle gezer?
Galatea ve Acis de Ankara’da gezme adına geri
kalmamışlar.
Bu fotoğraf yaklaşık 90 yıl önceki Ankara’dan!
Galatea ve Acis, ilk Karadeniz Havuzu’na
gelmişler. Yüzenlerle sohbet edip, balıklama atlayanları seyretmişler…
Sonra Gençlik Parkı’nın havuz başına gelmişler.
Kartpostallarda başköşeyi kapmış, Ankara’dan
selâm yollamışlar…
Sonra…
Yine Gençlik Parkı’ndaymışlar ama Sağlık
Müzesi’nin önüne taşınmışlar.
En son…
Mitolojik öyküdeki gibi…
Önce müze kapandı. Bizim âşıklar ıssız bir
köşede kaldılar. Sanki çürümeye terk edildi, unutuldular.
Sonra, kayboldular!
Şimdi depodalar…
(Kaynak : https://www.pirha.net/ankaranin-100-yillik-heykelleri-belediye-deposuna-kaldirildi-249794.html/14/01/2021/)
Romantik
bir yaklaşım
Çıksalar depodan, bakımları yapılsa,
yenilenseler!
Yine bir havuz başına veya romantik bir parka,
örneğin Kuğulu Park’a gelseler.
Gidip fotoğraf çekip, günümüz Ankara
kartpostalına biz yerleştirsek!
Eşe, dosta Ankara’dan selâm göndersek!
Büyükşehir’den mitolojideki hüzünlü öyküye
mutlu bir son yazmasını beklemek çok mu romantik bir yaklaşım?
(Kaynak : ANKARA AUGUSTUS TAPINAĞI (DETAYLI ANLATIM) için bkz:
https://www.youtube.com/watch?v=-BJUvKiqWEk)
No comments:
Post a Comment