PARK GİBİ MAHALLE : SARAÇOĞLU (NAMIK KEMAL
MAHALLESİ)
Prof. Dr. Mehmet Tunçer: Ankara’nın kamu eliyle yapılan ilk toplu konut
projelerinden biri Saraçoğlu Mahallesi’dir. 1928 yılında Herman Jansen
tarafından yapılan Ankara İmar Planı’nda bulunmakla birlikte bu planın
yapımından 16 yıl sonra inşa edilmeye başlanmıştır.
Dönemin Başbakanı Şükrü
Saraçoğlu’nun girişimleri neticesinde yapıldığı için, mahalleye kendisinin adı
verilmiştir. Mahallenin yapım projesi, 1944 yılında Paul Bonatz’a verilerek
artan memur nüfusunu karşılaması amacı ile yaptırılmıştır. Geleneksel Ankara
Mimarisinden esinlenerek hazırlanan mimari projeleri, konut dokusu ile ve
yetişkin çınar ağaçları ile uzun yıllar Kentsel ve Doğal Sit olarak
korunmuştur. Ancak 7-8 yıldan beri yıkılarak arsası rant amaçlı
değerlendirilmek istenmektedir. Bu da aslında bir “Vandalizm” ve “Kent Suçu”
dur..
Tolga Kutlu: Korunamayan Bir Cumhuriyet Emaneti!! Saraçoğlu
Mahallesi 1979 yılında içerisindeki konut alanları ile birlikte 1. Derece
Kentsel Sit Alanı ilan edilmiştir. Daha sonrasında ise 1993 yılında mahalle
içerisinde yer alan Adnan Ötüken İl Kütüphanesi (Eski Milli Kütüphane), Namık
Kemal Orta Okulu ve Çankaya Belediyesi Kaymakamlığı ise tescilli yapılar olarak ilan edilmiştir.
Mahalle 2013 yılında 6306 sayılı Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun gereği ‘Riskli Alan’ ilan
edilmiştir. Aynı yıl Koruma Kurulu, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı’ndan gelen taleple Saraçoğlu Mahallesi içerisindeki
konutların koruma derecesini 2.
Derece’ye düşürmüştür.
SARAÇOĞLU TAHLİYE EDİLDİKTEN SONRAKİ SÜREÇTE YOK OLMAYA BAŞLADI
bu riskli alan ilanından sonra 2015 yılında
ise mahalle içerisinde yaşayan insanların tahliye işlemine başlanmıştır. 2015
yılı içerisinde Ankara 12. İdare Mahkemesi, Saraçoğlu Mahallesi’nin 1. Derece
Koruma Statüsünden çıkarılarak 2.Derece Statüde sayılmasına neden olan kararı
iptal etmiştir.
SARAÇOĞLU TARİHİ DOKUSU VE ANITSAL AĞAÇLARI İLE KORUNMALIDIR!
2017 yılına gelindiğinde ise Saraçoğlu Mahallesi’nin, Bakanlar Kurulu ve
Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı
A.Ş.’ye ‘Gayrimenkul Satış Vaadi
ve Arsa Payı Karşılığında Hasılat Paylaşımı Esasına Göre İnşaat Sözleşmesi
Yapılmak Sureti İle Devri…’
kararlaştırılmıştır. Bu devir işlemi açıklamasından sonra herhangi bir çalışma
yapılmamıştır. 2018 yılında Danıştay 10. Dairesi Saraçoğlu Mahallesi’nin
Bakanlar Kurulu Kararı ile olan Emlak
Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.’ye devrini, oy birliği ile iptal
etmiştir.
Bu süreç sonucunda ise son olarak, 1/5000 Ölçekli
Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar
Planı, Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin ’Şehircilik ilkeleri, planlama esasları ile kamu
yararına uygun olmadığı ve bu nedenlerle de hukuka uygun bulunmadığı’gerekçeli kararı ile iptal edilmiştir.
SARAÇOĞLU GÜNÜMÜZE KADAR YAPILAN BÜTÜN PLANLARDA KORUNMUŞTUR
Nasıl Korunabilir?
|
Necati Yalçın : ‘Saraçoğlu çocukların ve sincapların olabilir’… |
Saraçoğlu Mahallesi ve etrafında yer alan kullanımlar
yayalaştırılmalıdır.
Mahalle içerisinde ve Bakanlıklar
Bölgesi içinde kalan kısım araç trafiğine kapatılmalıdır. Saraçoğlu Mahallesi özelinde ise; alan
içerisine kamusal
kullanımlar koruma-kullanma dengesi gözetilerek yeniden düzenlenebilir. Aynı şekilde yasalar ve koruma kanunları
çerçevesinde mahallenin tamamı tarihi
otel yerleşkesi olarak planlanabilir. Saraçoğlu Mahallesi’nin hem taşıdığı Cumhuriyet
Dönemi özellikleri hem de anı değeri özelliği ile buradan hareketle mahallenin
tamamı Cumhuriyet
Dönemi’ni anlatan bir müze
olarak yaşatılabilir.
Bir başka öneri ise Necati Yalçın’ın da dediği gibi
‘Saraçoğlu çocukların ve sincapların olabilir’…
Dr. Necati Yalçın
Sevgili Tolga, Mahale’nin tarihinden alıp korunma
önerilerine kadar gayet güzel özetledi aslında. Daha önce de yazdım anlattım.
Mahalle’nin kaderine terk edilmişliğinin uzun sürmesinden belki, bir-iki yeni
öneri daha eklemede yarar var!
Sokaklarında yürürken neden
kelebekler omzunuza konmasın?
Burası önemli bir değer. Küçültmek, yıkmak, yerine
korunmalı.
Hatta bir çılgınlık yapılmalı, alanı büyütülmeli,
yeşil dokusu geliştirip zenginleştirilmeli. Yeşil dokusuna çalı, çiçek eklemek
örneğin.
Yapın! Sokaklarında yürürken omzunuza kelebeklerin
konsun!
Ankara’nın göbeğinde bu denli geniş alanda bir yeşillik
istesek de elde edilemeyecek bir durum. Park gibi mahalle yani! Hele ağaçkakan
veya sincaplar. Mahalle onları yuvası olmuş artık. Mahalle’nin ilk yapıldığı
sıralarda belki de çevrede yaşarken sığınacak son yer olarak buradalar. Diğer
kuşlar için, kuş yuvaları, kedi-köpekler için su ve yem kapları…
Mahalle’nin ağaçlarında uçuşan, konan yeşil papağan,
serçe, saka veya ağaçkakanları kafanızı kaldırdığınızda görmek içten bile
değil.
Hemen yakınında Güven Park var. Büyükşehir, Park’ı
eski yeşil alanına kavuşturma gayreti içinde. Iyi sonuçlar umuyorum. Park hemen
yakında. Burası da tamamen yaya bölgesi haline getirilip, ağaçlar çoğaltılıp, belki
bazı vasıfsız yapılar yıkılıp, Mahalle ile Park birleşse diyorum!
Paul Bonatz Müzesi
Yapılardan bir tanesi Mahalle’nin mimarı adına bir
müzeye dönüştürülebilir. Hatta istenirse Ankara'da eserler bırakan
yerli-yabancı diğer mimarlar için de müzeler açılabilir. Holmeister Müzesi,
Egli Müzesi, Mimar Kemalettin Müzesi veya Koyunoğlu Müzesi neden açılmasın? O
kadar yapı, çürümeye terk edilmek yerine mutlaka değerlendirilmeli.
Bugün binalar için insansızlaştırmayı, ağaçlar ve
bazı alanlar için yapmak daha yararlı sonuçlar doğuracak.Bir mikro klima
özelliği kazanmış Mahalle’nin kazanılması, Ankara’ya, sonuçlarını tahmin
edemeyeceğimiz bir değer kazandıracaktır.